3/10/2010

YAZARIN RÜYASINDAKİ TANRI



''Sen gözlerimdeki ışıksın. Görmelisin beni aynalarda. Gizlenmiş iki ruh var orada, gözlerinde. Anlatır sana tüm sırları inan. Ve söze gerek kalmaz, tüm aldatmacaların dışına taşarım. Gözbebeğim. Ruhum. Gerçeğim. Duygularının yataklarında tanrı uyur, eğer onu uyandırırsan uyanırsın.''

Bu satırları yazdım ve kendimi yatağa atıp uykuya daldım. Rüyamda tanrı bir çocuktu veya köpekti ya da her ikisiydi. Sadık ve saf... Çocuk ya da köpek plajda oyun oynuyordu, sonra ortadan kayboldu. Telaşlandık haliyle. Çocuğun annesiyle ya da köpeğin sahibiyle onu aramaya koyulduk. Tanrının plajda kaybolduğu noktadan başka bir yere geçtik. Aradık. Evlerin kapılarını çaldık. Annelere, altı yaşında bir erkek çocuğu gördünüz mü diye sorduk. Kayıp köpeğin izini de sokaktaki insanlara onu tarif ederek sürdük. Ve sonra çocuğu başka bir düşün içersine gizlenmişken bulduk. Parlak, ışıltılı, altın renginde bir düştü bu. Duvarları şeffaftı. Odadaki eşyalar çok değerliydi, özeldi ama işlevsizdi. Düşün içinde tek başınaydı çocuk. Neden bir anda ortadan yok olduğunu sorduk. Bize şu cevabı verdi: ‘‘Tanrı görünmezdir.’’ Ve o zaman anladık ki plajda kaybolan tanrı çocuk değil köpekmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder