3/21/2010

F 18




Üzerinde bugünün tarihi yazılı ama bilet iki yıl öncesine ait. Cebimdeki biletle sinemanın önündeyim, iki yıl önce seyrettiğim filmin afişleri asılı. Kiminle gitmiştim? Yalnız mı? Filmin konusu neydi? İzlememiş olabilir miyim?

İptal edilen görüşme. Plansız kalan gün. Cebimde bulduğum bilet. Sinemaya girdim. F 18 koltuk numaram. Boş... Oturdum. Işıklar söndü. Filmin ilk sahnesi, sinema biletini kaybeden adamın sevgilisiyle tartışması. Yer göstericinin yanımdaki boş koltuğu aydınlatmasıyla filmden kopuşum: ‘‘F 19 hanımefendi.’’ Kendine çekidüzen verme zorunluluğu. Yerleşme. Kokuyu seçiş. Ayrıştırma. Yan koltuğa oturan kadına karşı oluşan duyarlılık. Kapladığın alanın sınırlarını fark ediş; bir koltuk mesafesi. Filme geri dalış.

Bakma. Yakınlaşma. Nefese dikkat kesiliş. Kulağıma doğru eğiliş. Güçlü bir fısıltı, ok misali: ‘‘Geleceğini hiç sanmıyordum.’’ Bir salise boyunda bir saat genişliğinde donuş. Renkli gölgelerle aydınlanan yüzler. Karanlık. Gölgeler. Karanlık. Yer göstericinin beni işaret eden ışığıyla aydınlanışım: ‘‘Beyefendi, F 18.’’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder