3/07/2010

HEROSTRATOS



Efes’in beyaz sütunları arasında Herostratos aylak aylak dolaşırmış. Tanrılara inanmazmış bu genç, masallara burun kıvırırmış, verilen öğütlere kulak tıkarmış. Akıllıymış, sözleri keskinmiş. Bir gün tanrılar Herostratos’a bir oyun oynamaya karar vermişler. Kimsenin lafına kulak asmayacağını bildiklerinden, yazmışlar bir sütun başlığına ölümsüz bir söz. Okumuş Herostratos sözü ve dört geceyi uykusuz geçirmiş. Beşinci gün Maristanos adlı filozofa akıl danışmış. Genci dinlemiş ilgiyle ama Maristanos tanrıların dilinden anlamazmış. Filozof Maristanos da o günden sonra geceleri uyuyamamış. Efesli delikanlı yedinci geceyi de uykusuz geçirmiş. Ailesi ve arkadaşları endişe eder olmuşlar onun sayıklamalarından, sürekli aynı kelimeleri ağzında gevelemesinden. Tanrılar, Herostratos’un kendilerine yalvarıp dua etmesini dört gözle beklerken genç direniyormuş; tanrılara sığınmak aklının ucundan bile geçmiyormuş. Dokuzuncu gece Herostratos’u uyku tanrısı Hypnos ziyarete gelmiş. Delikanlı ayakta uyuyormuş, ama hâlâ bir şeyler geveliyormuş ağzında, sonsuz döngü gücünde bir söz. Düş tanrısı Oizys oyundan haberdar olduğundan hiç ilişmemiş Herostratos’a. Zavallı ayakta uyuduğu halde rüya göremiyormuş. 11. gece ateşler içersinde yanan Artemis tapınağını söndürmeye koşmuş Efesliler. Herostratos delirmiş gibi ortalıklarda dolaşıyormuş, ben yaktım, bendim diye. Büyümeden söndürmüşler yangını. Delikanlı, tanınmak, tarihe geçmek için yaktım tapınağı demiş. Annesi dışında herkes inanmış ona. Tanrılar bile inanmış Herostratos’a, hatta o malum sütundaki sözün altına ismini yazmışlar ve Efesli genç tarihe geçmiş.

M.Ö. 356 yılının 20 Temmuz gecesindeki yangından sonra filozof Maristanos’u bir daha gören kimse olmamış, yer yarılmış içine düşmüş sanki. Çünkü o, tanrılara inanırmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder