10/10/2011

SEVMEK zamani




Amcamın kırmızı tuğlalı bağ evinin duvarına yaslanmış gül ağacının pembe güllerini hiç sevmezdim. Yaprakları çok katmerliydi ve rahatsız ediciydi keskin esansı. Ağzına kadar açılmış gül yapraklarının ortasındaki sarı üreme organı, bu kadar da açılmaz ki dedirttirirdi, hâlbuki gül dedin mi solmaya yakın yapraklarını rüzgâra bırakıverdiğinde mahremden arınırdı, yaşlı bir kadın gibi. Fakat o bir kır papatyası kadar cüretkârdı. Sevmezdim o pembe gülleri, minik minik dikeni de boldu. Koparmak istesen tuttuğun dal inatlaşırdı seninle. Şimdi o lanet gülleri özlüyorum bazen.

Kartopu çiçeği. O ağaç evimizin bahçesinin gülüydü. Fakat ben ona çiçek gözüyle bir türlü bakamamıştım. Başka bir şeydi, meyvesiz bir ağaçtı tüm gücünü çiçeğine veren. Minicik yeşil toplar büyüdükçe beyazlaşırdı. Pembe güllerin aksine bir gram kendini koklatmazdı, nankör bir şeydi benim için, çünkü hayatında güzel koku nedir bilmemişti. Kokmayan çiçek, anlamsızlığın tam olarak ifade bulmuş hali… Erik ağacının çiçeklenmiş dalları bile naif bir koku taşırdı, fark edilsin diye. Ona boşuna kartopu denilmemiş, buz kadar soğuk, renksiz ve kokusuz. Şimdi o soğuk kartoplarını özlüyorum bazen. Onca yıl geçti o ağaçla karşılaşmadım tesadüfen de olsa. Ablamın söylediğine göre Londra’da çiçekçilerde satılıyormuş kartopları. Londra’da cuma günleri koyu kırmızı güller alırdım, dikenleri iri, sapları uzun, kırmızı güller.

Diğer sevmediğim ve özlediğim çiçek dev baş kasımpatı, onlar da gözüme çok çirkin gelirlerdi. Genelde 10 Kasımlarda görülürlerdi... Bir sarı dev… Tek baş buket. Artık onlardan hiç yok, göremiyorum, hâlbuki eskiden eksik olmazdı çiçekçilerde.


Zambak pembe beyaz çizgili, mükemmel güzellikte, babaannemin gözdesi, onu da sevmezdim yapma gibi dururdu, plastik, ruhsuz bir hali vardı. Ayrıca o da nankördü, bir gram koku salmazdı. Süs zambağı. Ve sarı aslanağızları, onları da ne sever ne de beğenirdim. Bordo aslanağızları açmış yandaki arsada şimdi tapıyorum onlara, bayılıyorum. Babaannemin zambağı mı? Galiba ondan hâlâ hoşlanmıyorum. Zambakları sevmeyi öğrendim ama onu düşündükçe ruhsuz bir görüntü beliriyor zihnimde. Diğer tüm zambakları seviyorum, özellikle de kokanları.

Ve şimdi size soruyorum Sevmek nedir?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder