
Kita çölünün kızıl kum tepelerinde ilerleyen yabancı geceye kalmadan kendine sığınacak bir yer arıyordu. Ölüler vadisindeki bir köyden bahsedildiğini duymuştu, eğer oraya varabilirse geceyi rahat geçirebilirdi. Vadiyi seçebildi uzaktan. Bir saatlik yürüyüşten sonra köye ulaştı. Uzun zaman önce terk edilmişti burası. Kum ve rüzgâr sahiplenmişti köyü; kendi aralarında bir tür oyun oynuyorlardı. Kum, evlerin duvarlarına yaslanıp gözlerini yumuyordu, rüzgâr onu saklandığı yerde buluyordu. Sonra aralarında bir kovalamaca başlıyordu. Yıkık dökük taş evlerin arasında tiz bir ıslık sesi geziyordu ve onu, peşi sıra dolanan bir kum sürüsü izliyordu. Besbelli âşıktı kum rüzgâra… Köye gelen yabancının varlığını nihayet birisi hissetti. Uysal, ehlileşmiş, yumuşacık bir ses ‘Haritasu sen misin?’ dedi. Yabancı, sesin sahibini hemen tanıdı. ‘Baba?’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder